Her insanın içinde Erinyeler vardır. Psikanalizin analizana getirilerinden biri de kişinin içindeki Erinyeleriyle tanışıp onlara Eumenidlere dönüşmek için çağrı yapabileceği bir alan sağlamasıdır.
Antik Yunan tragedya yazarı Eshilos (Aeschylus) Oresteia adlı eserinde Erinyeler isimli mitolojik varlıklardan söz eder. Erinyeler, Hades’in veya gecenin kızları isimleriyle anılan üçüz kız kardeşlerdir. Onlar intikama adanmış tanrıçalardır; işlenen her türlü suçtan, fakat özellikle de anne veya baba katlinden sonra okunan lanetlerin vücut bulmuş, somutlaşmış halidirler. Erinyelerin doğuşu zamanın tanrısı Kronos’un, annesi toprakAna Gaia’nın kışkırtmalarından sonra babası göksel tanrı Ouranos’u hadım edişiyle olur: Ouranos’un cinsel organından akan kanlardan pek çok mitolojik canlı doğar, bunlardan biri de Erinyelerdir.
Marc Morali’nin* yorumuna göre Erinyelerin kastrasyonun Reel’ine dair olan bu zamanda doğuşu, kör ve vahşi intikam çığlıklarının kaynağının henüz insanın hayatına sözün dahil olmadığı bir zamandan geldiği anlamına gelir. Erinyelerin ölümsüz tanrıçalar olması ise başka bir anlam taşır: intikam isteği belki de ölümsüzdür. Fakat acaba yok olmayan bu isteğin biçim değiştirmesi, başkalaşması mümkün müdür?
Efsanenin başlangıcında Erinyeler birbirinden herhangi bir şekilde ayrışmamış, öznellikten ve ayrı birer isimden yoksun halde, karanlıkta haykıran, görene, duyana dehşet veren canlılardır. Bu halleri tanrıça Athena’nın Oreste isimli mitik karakter için kurduğu mahkemeye kadar devam eder. Oreste’nin annesi Clytemnestra, babası ise Troya savaşından galip çıkan Akhaların meşhur lideri Agamemnon’dur. Clytemnestra kocası Agamemnon’u öldürmüştür. Buna karşılık olarak babasının intikamını almak isteyen Oreste de annesi Clytemnestra’yı katletmiştir. Şimdi ise Clytemnestra’nın öcünü almak isteyen Erinyeler Oreste’nin peşine düşmüşlerdir. Oreste ne yaparsa yapsın kendisini ağır bir borcun yükü altında bulmaktan kurtulamamaktadır: babasının öldürülmesinin intikamını almış olmasa baba katlini cezalandırmak isteyen Erinyelerin kurbanı olmuş olacaktır, fakat mevcut durumda da anne katlinden dolayı yine aynı Erinyelerin gazabından kaçmaya çalışmaktadır. Oreste’nin iki taraf arasında sıkıştığı, suçunun tam olarak belirlenemediği söz konusu durumda Athena bir üçüncü olarak araya girer ve mahkemeyi, yani yasayı getirir.
Erinyeler intikamı Oreste’nin etiyle, kanıyla almak, onu mümkün olan en vahşi şekillerde cezalandırmak istemektedir. Athena bir uzlaşı noktası bulmaya çalışsa da sözün içerisinde olmayan Erinyelerle anlaşmak bir hayli zordur. Bir süre sonra Athena bıçak gibi keskin yargısını açıklar: Oreste serbest bırakılmalıdır. Athena’nın kararını dayandırdığı nokta psikanalitik bakış açısına sahip bir kişi için oldukça ilginçtir: kutlu Zeus’un kalkanlı kızı yasa koyarken babanın tarafından ilerlemekten başka bir yolunun olmadığını söyler.
Athena’nın babayı önceleyen yasasını getirdiği sahne sayesinde Oresteia miti antik Atina’nın mahkemelerinin de kurucu miti olmuş olur.
Athena kararını açıkladıktan sonra Erinyelere de yeni bir görev atar: artık onlar Atina halkının hizmetinde, şehrin koruyucu tanrıçasının ve mahkemesinin getirdiği yasalara uygun olarak, şehirde işlenen suçların cezalandırıcısı olacaklardır. Üçüncünün konumundan gelen yasa böylece Erinyeler üzerinde dönüştürücü bir etkiye sahip olur: kör yıkıcılıkları artık bir kurala tabidir, onlar haksızlığa uğrayanların sesi olacaklardır. Bu sayede kendi seslerini de kazanırlar: artık sözün içerisinde varlıklar olduklarından konuşabilmektedirler. Athena onlara yeni bir isim de vermiştir: artık onların adı Eumenidler (‘’İyi Niyetliler’’) olacaktır. Böylelikle Reel’de olan simgesele dahil olur, söz vücudu yazar.
Erinyelerin Eumenidlere dönüşümü Morali’ye göre toplumların iç savaştan kaçınmasından her bir öznenin insanlaştırıcı yasaya dahil olmasına kadar pek çok farklı açıdan yorumlanabilir. Her insanın içinde Erinyeler vardır. Erinyeleri Eumenidlere dönüştürmek hem erken dönem çocukluğun, hem de yetişkinliğin meselesidir. Psikanalizin analizana getirilerinden biri de kişinin içindeki Erinyeleriyle tanışıp onlara Eumenidlere dönüşmek için çağrı yapabileceği bir alan sağlamasıdır.
* Marc Morali’nin La Revue Lacanienne’in 24. sayısında yayınlanan ‘’Autojustice, le retour des Érinyes ?’’ isimli makalesinden alıntı yapılmıştır.
Fotoğraflar: En baştaki ve sondaki görüntüler Londra'daki British Museum'da yer alan, milattan önce 360 - 320 yılları arasında yapılmış bir vazonun üzerinde yer almaktadır. İlk fotoğrafta avcı kıyafetli, başında ve kollarında yılanlar olan bir Erinye görülmektedir. Sondaki görüntü ise Athena'nın meşhur mahkemesini anlatır: ortadaki diz çökmüş figür Oreste'dir. Oreste'nin arkasında duran defne taçlı Apollo intikam isteyen Erinyelerden biriyle bakışmaktadır. Oreste'nin önünde tanrıça Athena, arkasındaki sunağın üzerinde bir diğer Erinye, en sol köşede ise mahkemeyi izleyen Clytemnestra'nın hayaleti yer almaktadır.
Yazının ortasındaki tablo ise William Bouguereau'nun 1862 tarihli ''Les Remords d'Oreste'' (Oreste'nin Pişmanlıkları) isimli eseridir. Eserde üç vahşi Erinyeyi Clytemnestra'nın cesedini işaret edip Oreste'den intikam almaya çalışırken görüyoruz.
Su Polat,
Ağustos 2024
Comments